26 Ocak 2017 Perşembe

MAHİ & MAİ





(Mahi)

Sakın dokunma; Dokunma bu zamansız gidişlerime, Çıkıp gelme ansızın, Ansızın alt üst etme yokluğunu içimde. Beni terk ettiğin şarkılarda yâd etme, Özleme, Seni gördüğünde; Seni her gördüğünde buğulanan gözlerimi özleme. Öyle bir şeysin ki içimde; Huzurun bile kalmadı işte; Kalmadı bende hiçbir hevesin... Vaktin neresindeyim bilmiyorum Vaktimi değiştirme, puslu gecelerde dağıtma sen(sis)liğimi... Kaybolmuşluğum ile bırak; Bırak bu şehrin en sessiz sokaklarında beni. Bilseydim döner miydim? Bilseydim onca sene sever miydim böyle? Dokunma biriken özlemlerime. Taşırma bırak kalsın içeride. Ne sen bilirsin kuruyan dudaklarımda tükenen seni, Ne de ben bilirim ıslanan dudaklarda beni kaç kez tükettiğini. Git şimdi. Karışma bu asi durgunluğuma. Bırak denizlerimi. Dokunma ayaklarınla... Bak şimdi rüzgârın uğultusu bir yön veriyor. Hangi yöne gitsem kimse bilmiyor. Kaybolduğum düş kırıklarında çıkma karşıma; Bu kuytu ormanlarda basma topraklarıma... Senin iklimin bu ayaz dağ havası değil, Senin mucizelerin de bir yâre özlem yok Gelme dedim işte. Git dağıtma sensizliğimi Bu çılgın gökyüzü bende sadece Gizlenme kaybolduğum gölgelerde Gizlenme mısralarıma Sen yazmasın ellerim, Yüreğim sen kusmasın bundan sonra! Öyle dertliyim ki, gelme. Sigaramdan sen dolmasın artık ciğerlerime. Dokunma işte. Öyle doluyum ki, Bir fırtına gibi eser yalnızlığım; Bitmez bundan sonra yaşanacak hiçbir gece... (Mai) Gidiyorum işte kalbime aldığım bir taş ile. Ne o taşı ısıtabildim kalbimde, Nede kalbimi soğutabildim o taş ile. Gidiyorum işte yalnızlığıma sensizliğimi katıp, Çığlıklarıma hıçkırıklarımı katıp Yollarıma diyarları katıp Gidiyorum işte aşkımla özlemimi alıp. Gidiyorum işte ey yâr, Ruhumu sana bırakıp. (MAHİ) Mevla şüphesiz boşa yaratmadı hiçbir şeyi Ne sevmeyi ne de terk edilmeyi, Onlarca ihanete hak etmeden üzülmeyi Boşa vermedi, vermedi bize... Aşk'a ayrılığı elbette layık görmedi, Elbette içimize bu yangını boş yere çizmedi, Boş yere geçmedi onca karanlık gece, Boş yere ağlamadık bir surete... Ateşin ucundan tutmamızı bekledi belki de, O'na ulaşan her derviş gibi Bir suretin yamaçlarından aşmamızı bekledi Belki de boşa değildi bunca çile, Belki de doğmasına sitem ettiğimiz o güneş; Getireceği mutluluklarla bedel olacak geçmişimize... İşte böyle sevdiğim. İşte böyle inciten bir son bizimki de. O kadar çok şey yazdım ki; O kadar anlattım ki özlemlerimizi Bazen çekilip herkesin uzağında bir köşeye Sessiz sessiz de ağladım kalemim tükendiğinde... Böylesi acı hatıraları, Tüketemedim içimde, Yıllar biriktiriyor ben kusmak istedikçe: Yıllar beni tüketiyor sana 'özledim' dedikçe. Kimse duyamaz ki sesimi, Kimse anlamaz bu çaresizliğimi, Seni aradıkça beni terk ettiğin bu şehirde Kendimi kaybettim, kendimi bu hain gecelerin sessizliğinde. (MAİ) Ben de sustum hain gidişlerimde. Sustum sana olan sevdamı haykırmamak için. Ne bir bakış ne de bir duraksama Hiçbir şey bırakmadım gidişlerimin ardında. Umutlanıp sonsuza dek bekleme diye. Her gidişimde sadece ayrılış yoktu bende. Yıkılış, kahroluş ve her seferinde ölüm vardı. Gittiğime bakma be gülüm. Hani derler ya kalbim seninle diye İşte ben ruhumu bırakıp gittim. Sustum sana olan sensizlik çığlığımı atmamak için. Koştum gözümden düşen tane görünmesin diye. Gizlendim sana olan sevgimi kimse almasın diye. Ben seni sevdim be gülüm kendimden vazgeçercesine. (MAHİ) Bekle; Geceden geliyorum sana... Bir kirpik refleksindeki uzun hayattan yani, Mavinin ürperten karanlığından düşerek Sana geliyorum yıldızlarını saklama.. Sigaramdan derin derin bir sessizlik çekerek Yani, ellerime bir çocuğun bile değmediği O katran siyahı kokunun adıyla... Neyse; Sana gelmek için bir mavi seçiyorum: Deniz değil ama, Çiçek değil; Bir gece, bir gece seçiyorum. Gölgesinde uzun kirpiklerin döküldüğü... Uzun hayatların tükendiği bir geceden Geliyorum, sakın ölme...

YAZAR: EMİN DİLER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder