17 Ocak 2017 Salı

Üzme Beni




*** Bir minibüsün içinde bir yere gidiyoruz. Kalabalığın amacını anlamasam da ağlayan insanlardan kötü bir şey olduğu açık. "İçimden inşallah kimseye bir şey olmamıştır" diyorum. Çevremde arkadaşlarım var en sevdiğim hocam bana baş sağlığı diliyor "üzülme" diyor. Baş sağlığı dilediğine göre birisi vefat etmiş diye düşünüyorum ama kim olduğunu bilmiyorum. Bir yakınım olduğu kesin ama kim olduğu belli değil. Sonra birisi "O" diyor "O" sevdiğin adam öldü' Öyle kolay söylüyor ki. "Ne" diyebiliyorum sadece "Ne?" "Nasıl olur? " Tabiki inanmıyorum. İnanamıyorum ki. Hayır bu olamaz diyorum kendi kendime. Hem o beni bırakmaz ki. Göz yaşlarım ardı ardına dökülürken bir bakıyorum ailemin yanına gelmişiz. Kimse anlamasın diye söz geçiremediğim gözlerime tekrar tekrar "ağlama anlayacaklar" deyip göz yaşlarımı siliyorum ama kimin ne anladığı ya da anlamadığı gözlerimin de kalbimin de umurunda değil. Yaşlarım sevdiğimin yasına karışarak akmaya devam ediyor. Herkesten kaçıp kuytu bir yer buluyorum, ağlıyorum. Ama bu kez e onu son kez görme umudunu kaçırma korkusuyla kalabalığa tekrar karışıp kendime bir yer buluyorum ve yeni yerime çivilenip kalıyorum. Ağlıyorum. Yapabildiğim tek şey bu sadece ağlıyorum. "Sus" diyorum hıçkırıklarımın geldiği yere "sustur beni akmasın göz yaşlarım anlayacaklar" ama olmuyor ki onlar akıyor benim suçum yok ki. Ya içime ne demeli yüreğime ne demeli niye bu kadar acıyor, yanıyor burası, öldürecek gibi ama öldürmüyor. Canım, bedenim,ruhum,kalbim, içim, dışım çok acıyor. Niye? Ben sadece çok sevdim. Bu acıların sebebi benim sevgim mi? Keşke o değil de ben ölseydim ya diyen kalbim mi suçlu? Olmaz mıydı öyle? Bu acıyı ben bilmeseydim bencilce olsa da bu ben bilmeseydim olmaz mıydı? Bana bunu nasıl yaptı diye ona çok kızıyorum, ağlıyorum. O gitmiş ben, ağlıyorum. Ben de gidemiyorum, ağlıyorum. Dünyamı yıkmışlar, canımı, kalbimi, ruhumu söküp almışlar. Her şeyimi, tek şeyimi benden almışlar. Daha fazla dayanamayıp bağırmaya başlıyorum. Uyandığımda hıçkırıklarım hala devam ediyor, hala bağırıyorum. Kan ter içindeyim. Daha kendime gelememişim. "Kabus muydu yani" diyorum hala inanamıyorum ama en çok ona inanmak istiyorum arkadaşlarımın biri su içiriyor, bir diğeri sarılıyor, diğerleri geçtiğine ikna etmek istercesine "geçti tamam sakin ol" diyorlar. Kendime geldiğimde daha çok ağlamaya başlıyorum. Sadece "Allah'ım çok şükür. Çok şükür onu benden almamışsın". Diyebiliyorum. Biraz sakinleşip oturmaya başladığımda arkadaşlarımın da soruları başlıyor. "Ne oldu, niye böylesin, nasılsın?" "Sonra" diyorum sadece "sonra anlatırım söz" deyip tekrar yatağa uzanıyorum. Gözlerimi kapatmamla uykuya dalıyorum ama kabus devam ediyor. Hala yas yerindeyim. Bu kez çırpınıp uyanmaya çalışıyorum "rüya değil miydi" diyorum "rüya değil miydi?" Tekrar rüya olsun diye içimden dualar ediyorum. *** Sonunda tekrar uyanmayı başarıp oturuyorum ve sabahın olmasını bekliyorum. Ben seni kaybederim korkusuyla en sevdiğim ikinci şeyle savaşıyorum adam, uykuyu düşman biliyorum artık..

Hayal Oyunu kitabından bir kesit. "Üzme Beni"

2 yorum: