22 Ocak 2017 Pazar

Sevdanın Oyası




Pencere kenarında oturmuş hayaller kurarak mendiller işleyen bir genç kız da bendim. Her yeni gün sabahında çeyiz sandığı başında alırdım soluğu. Baktıkça heyecanım katlanırdı.

İnsanın sevdasına kavuşma zamanını beklemesi ve buna günler kalması ne de güzel bir mutluluktu.

Merakla, heyecanla, mutlulukla gelmesini beklediğim günlerim sonunda geldiğinde artık aşkımın sahibinin olmaya hazırdım ama gelen tek bir cümle haber ile bir yangın da gönlümün adamı düşürdü yüreğime.

Katlanan heyecanlarım; içime sızan her miliminde işkence eden anlamayı bir türlü istemediğim ama acısını kalbimde hissettiğim bir acı olarak girdi zayıf bünyeme.


Tek tek ilmek ilmek mendillere dokuduğum hayallerim, gençliğim, güzelliğim vardı benim.
Hepsi sandıkta solmaya, çürümeye mahkum mendillerimde kaldı.

Geçmişim, geleceğim, umutlarım hayallerimin gözlerimde yanmasıyla uzaklara savruldu.

Hani derdi ya büyükler yürek bir kere yandı mı yangın da hoş gelir diye. Benimki yandıkça yandı, onsuzlukla kavruldu.

Benim sevdam bir daha elime alamadığım, alamayacağım oyalı mendillerimde kaldı.

İşledigim mendillerde vardı.


Ve tüm hayallerimle birlikte yine orada kaldı.

Kalbim o haberle içime saplanan oklar misali parçalandı.


Onu toprağa aldılar bir ömür, beni de soğuk bir yatağa..



En uzaklar onu da aldı.

Geride bir elsiz, ayaksız bıraktığı ben bir de bağlı kaldığım göz yaşlarımla yıkanan soğuk yatak kaldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder